4 Ekim 2016 Salı

GRUPLAR KARIŞMASIN...EBAAAAA

Sonbaharı çocukluğumdan beri çok severim.Herkes bu mevsimi bir bitiş olarak algılar...ben tam tersi....sonbaharlar benim için hep başlangıçtır. Kendimi hep daha enerjik hep daha mutlu ve heyecanlı hissederim.
ama bu yıl sonbahar bana iyi gelmedi. Herşey bir börek parçasının boğazıma takılması ile başladı....ne oldu, nasıl oldu anlamadım gözümü açtığımda hastanedeydim. Üç çift gözün şaşkın ve endişeli bakışları üzerimdeydi. Çünkü birinin eşi diğerlerinin annesi hiç hasta olmaz, olamaz….Kesin bir yanlışlık vardır ya da Serap şaka yapıyordur. Hastalık kimseye yakışmaz ama onların annelerine hiç yakışmaz.

Aradan geçen bir kaç gün içinde kendimi toparladım ve okulların açılmasıyla yoğun iş temposuyla herşey unutuldu...insan iş manyağı biri olunca gün içindeki işler geceye bile sarktı. Her şeyi ben yapacağım...herşeye ben yetişeceğim...herşey kontrol altında olacak....herşey mükemmel olacak....
İlk haftamız seçmeli derslerle geçti ama daha çok düzenlenen dersleri velilere anlatmak....anlamalarını sağlamak ve ikna etmekle...Veliler sırayla soruyorlar anlatıyorum....bir sonraki aynı şeyi soruyor biraz önce anlattım diyorum...ben dinlemedim diyor.....hadi bakalım en baştan bir daha anlatıyorum...bu sefer hooop ben bunu beğenmedim, böyle olsa olmuyor mu diyenlere neden öyle olmadığını anlatmaya çalışıyordum ki çarşamba akşamı bir gariplik hissi, bir titreme ve erken saatte uykuya dalıp, perşembe erkenden iş başı yapınca ve sonunda dayanamayıp öğleye doğru sağlık ocağına gitmek zorunda kaldım.



Aile hekimim aynı zamanda velim.Beni görünce aaaaaa Serap hocam siz hiç iyi değilsiniz size hemen bir serum takalım dedi.Yokkkk olmaz vakit yok,düzelirim elbet.Mesaiyi bitirdim ve eve geldim.Kızım kapıyı açtı.Anne bu ne hal dediğini asla unutmayacağım.Ateşimi farkedip beni duşa soktu.Çıktıktan sonra başlamış işin halüsinasyon kısmı.Bir çene bir çene…..Saçlarım ıslak dolaşmış….bunları açalım….açmazsak olmaz. Matematik ve Fen grupları birbirine karıştı.Hem dolaşıklığı açalım hem bu bitsin.Hadi açalım,hemen açalım gruplar yine karıştı çözülmüyor….arada bir de ''eba şifre''.40 derece ateşle grupmu çözülür:))))))))
Babaya haber veriş ve acile gidiş.Ben hala grupları ayırmaya çalışıyorum/muşum...Tetkikler grafiler,serumlar ve ateş normale iner.Ateş sorunu çözüldü ama hala grup karışıklığı çözülemedi:))))
Haftasonum evde 40 dereceyi zorlamakla ve uykuda da olsa şu grup sorununu çözmeye çalışmakla geçmiş eba şifreleri kesmişim..41 i bulamadım:((
Teşhis ne? Tüm tahliller normal,enfeksiyon var.E kardeşim enfeksiyon varsa tüm tahliller nasıl normal çıkar.Dün özel bir kuruluşta işi çözdük.Teşhis kondu. Zatürre….hade...ben.yok yok yine bir yanlışlık var.Eşim doktora bakıp bir yanlışlık olmasın dediğinde doktorun bakışını hafızama kazıdım…..10 günlük istirahat...olmaz doktor hanım çok işim var 3 gün yeter….yine ben kazandım.
Bu 3 günlük istirahat iyi oldu.Evdeki birikmiş ertelenmiş işleri yapıyorum:)))))))
Siz siz olun yaşamınızda sizi uyaran ufak değişiklikleri önemseyin….bana bir şey olmaz demeyin...bana bile oluyor:)))))))))

Sevgiyle kalın……..


4 Temmuz 2015 Cumartesi

BİR YILDA NELER OLUYOR NELER..............

Yaklaşık tam bir yıl önce kaygılarımı yazmışım oğlumla ilgili.....

OĞLUMA...

Senin dünyaya geleceğini öğrendiğim günü asla unutamam. Tüm duyguların yaşandığı bir gündü....seni kucağıma aldığımda heyecandan ölüyorum sandım, ağladım. Benimdin, miniciğim, menekşe gözlümdün. Her anını yaşadım senin...Doğduğundan şu ana kadar olan her şeyi anımsıyorum inan. Söylediğin ilk sözcüğü, seni ilk araba sileceklerinin çalışmasının güldürdüğünü,en sevdiğin bez bebeği,bebek halinle bile marka ayrımı yaptığın mamalarını, annem başım ağrıyor ağrısını geçir dediğinde başın okşanınca geçen ağrıyı...
Yakışıklım sen hep umudum oldun. Zaman için de ufak tefek sorunlar olsa da asla üzmedin, saygını korudun, kırmadın anneni. Dışarıdan geliple ANNEM nasılsın dediğinde akan sular durdu. Ama şimdi bir yanım korkak. Ya geleceğin için uzaklara gidersen, ne yaparım ben. İnan korkuyorum.-.
Canımı sıkıyor bu düşünce.-. ama olsun yakışıklım sen ideallerini gerçekleştir sağlığın, huzurun yerinde olsun da gerisi önemli değil.
Sen benim gurur kaynağımsın.Annenin her şeyisin. Seni çok seviyorum ....

Canım geçen yıl yanımızdan ayrılarak başka bir şehire gitti.....tam alışmaya çalışıyoru/m/z derken bu yıl aynı şeyi kızımla sil baştan yaşıyoruz.Nedir bu şehir dışında okumak sevdası anlamadım.....tutturdu ille de İzmir de okuyacağım.Bu konuda aklını çelenler var ama boşa......GÖNDERMEM diyorum..evde bir savaştır gidiyor....eğer onu ikna edemezsem (dediğini yapar ve gider) işim zor....dediğim dediklik var yapısında...kime çekmişse(banaaaaa)....
of kızım ya otur oturduğun yerde.....biriniz bir yerde diğeriniz başka yerde ben yapamam...İkna çalışmaları başlasınnnnnn...
SİZLERİ SEVİYORUM.....HER ZAMAN IŞIĞIM OLDUNUZ ..........YOLUNUZ AÇIK OLSUN

16 Aralık 2014 Salı

DUYARSIZLIK

     Oldukça uzun bir süre olmuş yazmayalı....Bir Ortaokulda idareci olarak görev yapıyorum.13 yıl bitti....Bu göreve başladığım ilk günden beri işimi severek,hakkını vererek yapmaya çalıştım.Prensiplerimden asla ödün vermedim.En hassas olduğum konulardan birisi de öğrencilerimin izin konusu.Velisi istemeden ya da gelip almadan hiç bir öğrencime izin vermedim.
    Bugün 6.sınıf kız öğrencilerimden biri rahatsızlanmış,gelip alması için de babasını aramış.Baba da çok yoğun olduğundan dolayı özel şoförünü göndermiş.(Bunlardan sonradan haberim oluyor).Odamın kapısı çaldı...24-25 yaşlarında bir genç geldi.Öğrencinin adını vererek izin istedi....Velisi misiniz? diye sordum.Hayır,değilim şoförleriyim dedi.Doğal olarak öncelikle babası ile görüşmem gerekiyor dedim.Telefon ettik....Öğrencinin alınması için birini göndermişsiniz,doğru mudur...bilginiz var mıdır dedim.....demez olaydım.Bir fırça ki sormayın...Gelen yalan mı söylüyor ,zaten toplantıdayım vs.vs.vs.....Bakın beyefendi sizin arayıp bu konuda bilgi vermeniz gerekiyorken bunu yapmıyorsunuz.Ben sizi aradığımda da kaba bir şekilde konuşuyorsunuz,çocuğunuz kaçırılsa başına bir şey gelse bunun hesabını kimden soracaksınız dedim.Yanıt tamam uzatmayın lütfen oldu...
    Sayın velim, daha çocuğunun kaça gittiğini bilmiyorsun...konuşmayı bilmiyorsun....insanlığı bilmiyorsun....Ben ne diyeyim sana.....Sözün bittiği nokta....
   Yazık ki ne yazık.....Çocuklarımızı eğitiyoruz ama bazı yetişkinlere ulaşamıyoruz...Üzgünüm....

15 Temmuz 2014 Salı

ESKİ BİR FOTOĞRAFIN ANIMSATTIKLARI....


Dün akşam eski fotoğraflara baktım,bir daha da bakmayacağım....Fotoğraf beni bulunduğum yerden aldı.....o güne götürdü...Mavi eteğim ne çok severdim...annem dikmişti.Antakya turnesinde idik.Gösterilerden kalan bir boşlukta gezi yapmıştık....o kadar çok gezdik ki akşam ki gösteride herkes dökülürüz diyordu...gösterimizi bitirdik....amaç bir an önce uyumak-tı ...ama öyle olmadı,olamadı...öğrenci yurdun da kalıyorduk.Antakya çok nemli,geceleri bile rahatsız eden bir havası var.
.......ve fareler...bir arkadaşımızın korkulu rüyası.Kızcağız odaya fare gelirse ona ulaşmasın diye üst ranzada yatıyor ve nevresimin içine yorgan gibi giriyor.Işıklar kapandı,tam uykuya dalacakken çığlığa sıçradı herkes...ama nasıl bir bağırma hala kulaklarımda...Fare nevresimin için de kız çırpındıkça fare daha bir hareketleniyor derken....üst ranzadan nevresimin için de kütttt diye yere düştü...fareyi çıkarttık ama çığlık kesilmedi...ayağımda ayağım diye hem bağırıyor hem de ağlıyor...Hemen ekip liderine haber verildi...aramızda bulunan bir yöneticimiz doktor...oda geldi..ambulans çağırıldı,hastahaneye gidildi.Diz ve bilekten büyük kırıklar olmuş ve alçıya alındı.Ertesi gün,gün boyu onun başını nöbetleşe bekledik.Antakya-Ankara arasında dönerken yol bitmedi.Dönünce ameliyat oldu iki kez....uzun sürede aramıza katılamadı.
..........ve o fotoğrafta gülümseyen bir arkadaşımız aramızda değil...
..........ve  o fotoğraftaki çiftler evlendiler,torun sahibi olan bile var.
zaman ne çabuk geçiyor...tam 29 yıl olmuş.Dün gibi...yaş 17...kızım bile oradaki benden büyük.Neden eski fotoğraflar insanı bu kadar hüzünlendirir.Anlamış değilim.
...........ve kabul...yaşlanmaya başlamışım artık....




24 Haziran 2014 Salı

OĞLUMA...

Senin dünyaya geleceğini öğrendiğim günü asla unutamam. Tüm duyguların yaşandığı bir gündü....seni kucağıma aldığımda heyecandan ölüyorum sandım, ağladım. Benimdin, miniciğim, menekşe gözlümdün. Her anını yaşadım senin...Doğduğundan şu ana kadar olan herşeyi anımsıyorum inan. Söylediğin ilk sözcüğü, seni ilk araba sileceklerinin çalışmasının güldürdüğünü,en sevdiğin bez bebeği,bebek halinle bile marka ayrımı yaptığın mamalarını, annem başım ağrıyor ağrısını geçir dediğinde başın okşanınca geçen ağrıyı...
Yakışıklım sen hep umudum oldun. Zaman için de ufak tefek sorunlar olsa da asla üzmedin, saygını korudun, kırmadın anneni. Dışarıdan geliple ANNEM nasılsın dediğinde akan sular durdu. Ama şimdi bir yanım korkak. Ya geleceğin için uzaklara gidersen, ne yaparım ben. İnan korkuyorum.-.
Canımı sıkıyor bu düşünce.-. ama olsun yakışıklım sen ideallerini gerçekleştir sağlığın, huzurun yerinde olsun da gerisi önemli değil.
Sen benim gurur kaynağımsın.Annenin herşeyisin. Seni çok seviyorum ....

4 Haziran 2014 Çarşamba

ÖMÜRLÜK SEVDA....

Hani hiç uykun olmazda
başını omzuna koyduğunda
derin uykulara dalarsın.....
hani bir yerin ağırır da
eli değse geçer ağrın....
hani bir bakar derinden
utanırsın
erirsin....
canın sıkılırsa
bilirsin ki onunda sıkkındır
gözleri parladığında
mutlu olursun
sesini duyunca huzur gelir birden
kızsan da aklın çıkar onun için
kıyamazsın
hani akşama kadar özlersin
yıllardır görmüyormuşsun gibi.....
..............................................
işte böyle bir şey ,
ömürlük sevda..............


4/6/2014
SÜAYDIN

28 Mayıs 2014 Çarşamba

..................

 
.........................
Buğulanmış camı sildim elimle
Mumu yaktım,oradasın...
yavaşça geliyorum yanına
sağda sen ,solda ben
Sen de ben
ben de sen...
................................

bak...sen yoksun diye
Serapta görüyorum....

27.05.2014
S.Ü.AYDIN